2019 yerel seçimlerden bir kaç yıl önce, daha önce adını duymadığımız bir kişi il başkanı olarak atandı. Ardından da 2018 yılının sonunda Belediye Başkan olarak anons edildi. En yakın rakibiyle burun farkı sonuçlanan yarış ile Belediye Başkanı oldu.
2019-2024 arasında 5 yıl Belediye Başkanlığı yaptı. Yaptığı yatırımlar, güttüğü siyaset, uyguladığı politikalar onlara girmeyeceğim. Eğer iyi bir başkan olsaydı seçilirdi. İyi bir insan olsaydı, mesai arkadaşları severdi, iyi bir hemşehri olsaydı arkasından bu kadar kötü konuşulmazdı.
Uşak 5 yılda tanıdı, tarttı ve oyunu sandıkta Belediye Başkanı seçmek için değil, bir belediye başkanına kaybettirmek üzerine kullandı.
Seçmen, 2024 seçimlerinde “kim kazansın”a değil, “kim kaybetsin”e karar verdi, başarılı da oldu. 31 Mart gecesi oy vermeyen %75’lik kesim, hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın zaferini kutladı. Bu kentin %75’i çarpa çarpa belediye başkanına kaybettirdi.
Şimdi fark ettim ki bu yazımda; hiç isim kullanmamışım. Ama siz kimden bahsettiğimi çok iyi biliyorsunuz: Bir kentin tarihine ismini yazdıran, atanmış, siyasi analizlere konu olan/olmaya devam edecek kişi, “nasıl başarısız olunur”un örneği: Mehmet Çakın.
%75’lik oy vermeyen gitmesini isteyen seçmen unuttu ismini diyelim. Peki bu sevdaya gönül vermiş, kutlu davanın yereldeki lideri, Erdoğan’ın tensipleriyle ön plana çıkan Mehmet Çakın’ı %25’lik kesim de mi unuttu?
Neden kimse savunmuyor, neden hakkı yenildi denilmiyor. Başta resmen Ak Partili isimler olmak üzere Ak parti ile bütünleşmiş kişiler niye seçimin hezimetle sonuçlanmasını Mehmet Çakın’a yüklüyor.
Seçim bu kaybedilir, normal. Ama seçim sonrası insan içine çıkamayan siyasetçi Uşak gibi küçük kentlerde sadece kendine değil, siyasi partisine de zarar verir.
Sahi başkanlığı boyunca esip gürleyen başta Mehmet Çakın olmak üzere yardımcıları Gökhan Yalçın, Zeynep Ceylaner, Hikmet Kahraman şimdi nerede?