İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki Bostanlı sahilinde, denizin rengi plankton yoğunluğundan dolayı yeşile döndü. Halk arasında “deniz marulu” olarak bilinen yeşil su bitkisi, kıyıya yakın sığ noktalarda yoğun bir şekilde görülmeye başlandı. Bu durum, sahilde yürüyüş ve spor yapan vatandaşları şaşkına çevirdi.

Uzman Görüşleri ve Nedenler

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Baha Büyükışık, bu olayın denize verilen besince zengin atıkların deniz maruluna neden olduğunu belirtti. Ayrıca, iklim koşullarının, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin ve rüzgar ile akıntının olmamasının bu durumu tetiklediğini ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, bu durumun özellikle mevsim geçişlerinde görüldüğü ve deniz suyundaki azot, fosfor gibi besleyici elementlerin konsantrasyonunun artmasının bu bitkilerin yayılmasına neden olduğu belirtildi  .

İzmirliler tepkili

Sahilde yürüyüş yapan vatandaşlar, denizin yeşil renge bürünmesini şaşkınlıkla karşıladı. Bazı vatandaşlar, yoğun koku ve görüntü kirliliğinden dolayı rahatsız olduklarını belirtti. Denizcan Tosun, “Bostanlı’da daha önce böyle bir manzarayla karşılaşmadık. Bu manzarayı görmek beni çok üzdü. Yoğun bir koku da var” dedi. Bir diğer vatandaş Volkan Kocatürk ise, “Pazar kahvaltısına geldik, güzel bir gün ama deniz bize kötü bir sürpriz yaptı. Kıyılar bayağı yeşile dönmüş, şaşırdık. Kısa sürede çözülür diye umut ediyoruz çünkü kokusu da kötü” ifadelerini kullandı  .

Belediyenin Çalışmaları

İzmir Büyükşehir Belediyesi, yosunların temizlenmesi için çalışmaların sürdüğünü açıkladı. Deniz süpürgelerinin sığ bölgelerde kullanılamadığı, bu nedenle yosunların kıyıdan kepçelerle toplandığı belirtildi. Belediyenin yaptığı açıklamada, deniz marulunun ekosisteme zararı olmadığı ancak çürümesiyle kirliliğe neden olabileceği ifade edildi. Bu durumun mevsimsel değişiklikler sırasında sıkça yaşandığı ve çözüm için çeşitli tedbirler alındığı belirtildi .

İzmir Körfezi’ndeki bu doğa olayı, deniz ekosisteminin dinamikleri ve çevresel koşulların nasıl etkileşime girdiğini gösteriyor. Yetkililer ve uzmanlar, halkı bilgilendirerek ve temizlik çalışmalarını sürdürerek durumu kontrol altına almaya çalışıyor. Ancak vatandaşların günlük yaşamında yarattığı rahatsızlık, bu tür olayların daha geniş kapsamlı çözümler gerektirdiğini ortaya koyuyor.